Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Bugüne kadar örnek bir hassasiyetle yürütülen çalışmaların bundan sonra da aynı şekilde yürütüleceğine inanıyorum. Duam ve teşfikm sizlerle olmaya devam edecektir.
Kendi meselelerimizi kendimiz çözmek zorundayız. Okul öncesinden üniveristesine kadar kendi müesseselerimizi kurup geliştirmemiz gerekli. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz başka çaresi yok. Öğrencilere yeterli hizmet sunamıyorsanız cazie merkezi haline düşenemezsiniz.
Ahlakta örnek bir gençlik , inşallah TÜRGEV’İN yetiştirdiği, yurtlarında kalan gençler olacak. İbadetinde inanıyorum ki taviz vermeyen bir gençlik olacak.
“Müslüman ailede bu anlayış olmaz”
Neslimizi çoğaltacağız. Hiçbir Müslüman aile kontrolü, aile planlaması gibi bir anlayış içinde olamaz. İyi ile kötünün doğru ile yanlışın mücadelesi kadim bir mücadeledir. Rabbim ne diyorsa biz onu yapacağız, buna bakacağız. Bunun için birinci deredecede görev annelerindir. Neslin asıl sahibi annedir. Anne olduğu için cennet annelerin ayakları altındadır, babaların ayaklarının altında değil. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür, orada cennetin kokusu var, orada cennet var. Siz anne adaylarından ayrıca bunu da bekliyorum.
Neler çektik değil mi, okullarımızın kapılarından kızlarımızı çevirdiler mi? İkna odalarına soktular mı? Ama bakın devran değişti, hak yerini buldu. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bütün mesela inanmak. İman öyle bir şey ki tekeden bile süt çıkartılır. İman budur. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
“Müfredata yoğunlaşacağız”
Yeni dönemde okul yapmak değil de okul müfredatının içeriğine yoğunlaşma kararı verdik. Eski bakanımızla görüşme yapmıştım ve şimdiki Milli EğitimBakanımızla da görüşeceğim.
Maddi ve manevi eğitim konusunda çok eksiklikleri olan, rüzgarın önünde sürüklenen yapraklar gibi sürüklenen gençlerimizin de olduğunu görüyoruz. Bu gençlerin bir kısmını bölücü terör örgütü devşiriyor, zehirliyor, kullanıyor ve maalesef onları acı bir akıbete sürüklüyor. Dağlara giden gençler varsa bu şuurdan nasibini almadığı için gidiyor.
DAİŞ gibi mukaddes dinimizi istismar eden terör örgütlerinin ağına düşen gençlerimiz var mı, var. Bunlar inancı olan gençler. İnancı var ama şuuru yok. O işin hazzına tam manasıyla uğraşamamış. Bir de uyuşturucu, kumar, çeşitli dünyevi zevkler, hatta teknoloji bağımlılğı sorunu yaşayan gençlerimiz de var. Bu ülkenin bir tek evladının zayi olmasına gönlümüz razı olmaz. İhmalimizden dolayı bu tür felaketlere sürüklenen gençlerimiz varsa işimizi iyi yapmıyoruz demektir. Bunun için TÜRGEV’e çok önemli görevler düşüyor. Kemiyetle birlikte keyfiyeti gözeterek asli amacımızı asla unutmadan, vakıf anlayışının gerektirdiği alçakgönüllülükten, mütevazılıktan taviz vermeden yolumuza devam etmeliyiz.