Teknolojinin gelişmesi, fabrikasyon ayakkabıların piyasaya çıkmasıyla birlikte ayakkabıcılık mesleği artık rağbet görmüyor. Bu nedenle önceden ısmarlama el emeğiyle dikilen ayakkabıların yerini fabrikalarda üretilen ürünler aldı.
Dede mirasına sahip çıktı
Ayakkabıcılığın değer gördüğü yıllarda dedesinden babasına, babasından da kendine miras kalan ayakkabıcılık mesleğinin son temsilcilerinden 64 yaşındaki Turgut Taşköprü, 6 yaşından beri ayakkabıcılık mesleğiyle uğraşıyor. Merzifon’da ayakkabıcılar arastasında 6 yaşında babasının yanında çırak olarak başlayan Taşköprü, “Üçüncü kuşak ayakkabıcıyım. Dedem ayakkabıcıydı, babam da ayakkabıcıydı, ben de ayakkabıcıyım. Mesleği öğrendikten sonra kendi dükkanımı açtım. 6 yaşımdan beri de bu arastadayım. Ekmeğimizi buradan kazandık” dedi.
“3 senedir makinem çalışmıyor”
Ayakkabı dikimi ve tamirinin yerini, hazır dikim ayakkabıların aldığını belirten Turgut Usta, “Biz önceden yeni ayakkabı, mest, terlik yapıyorduk, ısmarlama ayakkabı dikiyorduk. Lastik ayakkabılar çıkınca bizim işler bitti. Önceden buraya ayakkabılar yığılırdı. Gündüzleri çalıştığımız gibi geceleri de evimize iş götürüp evde iş yapıyorduk. Makinem benim durmadan çalışıyordu, artık 3 seneden beri çalışmıyor çünkü iş yok” diye konuştu.
“12 yıllık eğitim çıktı, bizim meslekler öldü”
Esnafların bakanı olmadığına, 12 yıllık zorunlu eğitiminde çıkmasıyla ayakkabıcılık mesleğinin bittiğine değinen Taşköprü, “Çiftçinin bakanı, sanayicinin bakanı var ama esnafın bakanı yok. Ne zaman 12 yıllık eğitim çıktı, bizim meslekler öldü” ifadesini kullandı.
“Karnımızı zor doyuruyoruz”
Artık çoğu meslekte çırakta yetişmediğini vurgulayan ayakkabı ustası Taşköprü şunları söyledi:
“Eskisi gibi ‘eti senin kemiği benim’ deyip aileler çırak vermiyor artık. Zaten 12 yıllık zorunlu eğitim çıkınca çırak işi de bitti. Ne çarşıda ne de sanayide çırak var. Hiçbir yerde çırak yok. Karnımızı zor doyuruyoruz emekliliğimiz olmasa aç kalırız.”
Yaşar Başkurt