Gönüllüler ile alan sahipleri arasında para kullanılmadığını kaydeden Atik, buralardaki çalışmaların da işçi- patron ilişkisinde değil ev sahibi- misafir ilişkisinde yürütüldüğüne dikkati çekti. Atik, “Bazı gönüllüler ise örneğin bir hafta izni var ve çalışmak istemiyor ama bu tür yerlerde kalmak istiyor. Onlarda gidebiliyor ve kaldıkları süre zarfında çalışmadıkları için yemek ve konaklama gibi verilen hizmetlere karşın ev sahibine bir katkı payı ödeyebiliyorlar” dedi.
Yurtdışı gönüllü talebinde düşüş
Proje başlangıcından itibaren ve özellikle ilk yıllarda talebin çok büyük oranda yurtdışından geldiğini dile getiren Atik, son yıllarda Türk misafirlerin ilgisinin artmaya başladığını açıkladı. Bu tür konularda duyarlılığın artmasıyla yurtdışı- yurtiçi taleplerin dengelenmeye başladığını belirten Atik, ancak özellikle bu yıl bölgemizde yaşanan üzücü olayların yurtdışından gönüllü talebinde ciddi bir düşüşe neden olduğunu kaydetti.
Atik, Türkiye’de ağ içinde yer alan 92 çiftlikte ekolojik tatil yapmak isteyen gönüllülerin TaTuTa’nın internet sitesi üzerinden kayıt yaptırarak, istedikleri bölgeye başvurabildiklerini, kişi veya grup halinde katılımlar sağlanabildiğini söyledi.
En çok talep Ege ve Akdeniz
Projede en çok talebi Ege ve Akdeniz sahillerinin gördüğünü ifade eden Ahmet Berkay Atik, “Deniz- kum- güneş nedeniyle bu bölgelere ciddi talep oluyor. Tabi biz Karadeniz, Doğu Anadolu, İç Anadolu bölgelerimizdeki çiftliklere de ilgi olmasını istiyoruz” dedi.
Ahmet Berkay Atik, bölgelerden çok istek gören çiftliklerden bazı örnekleri de şöyle anlattı:
ANTALYA KAŞ’TA EFLATUN EL BADEM ÇİFTLİĞİ:
Çukurbağ Köyü’nde, Phellos ve Antiphellos (Kaş) antik kentleri arasında, antik Likya yürüyüş yolu üzerinde badem üretimi yapılıyor. Fakat buraya gidenler sadece badem toplamakla kalmıyor. Kaş önemli bir turistik bölge ve denize girme, tekneyle dolaşma ve birçok sanatsal aktivitelere katılım da sözkonusu.
KOCAELİ KANDIRA’DA NARKÖY ÇİFTLİĞİ:
Kandıra’nın Kıncıllı Köyü’nde çok kapsamlı organik tarım yapılan bir çiftlik. Burayı tercih edenler senenin hangi döneminde olursa olsun mutlaka aktif bir tarımsal döneme rastlıyor ve mutlaka bir şeyler öğreniyor.
İZMİR’DE İMECE EVİ:
Menemen’in Turgutlar Köyü’ndeki bu İmece Evi’nde sadece tarım değil ekolojik yaşamın birçok farklı aşamasını yerinde uygulamak ve öğrenmek açısından önemli. Elektrik güneş enerjisinden üretiliyor, yapılar doğal malzemelerden inşa edilmiş.
SAMSUN’DA ORGANİK FINDIK ÜRETİMİ:
Samsun’da birbirine yakın köylerde birçok çiftçi tarafından organik fındık üretimi gerçekleştiriliyor. Fındık toplama döneminde örneğin giden gönüllüler bu köylerden herhangi birinde konaklayıp fındık toplayıp, köylüye yardım etmesi mümkün.
DİYARBAKIR’DA ATADAN ÇİFTLİĞİ:
Bismil’de çok idealist genç bir çiftçi var. Diyarbakır’dan büyükşehire göç edip sonra kendi topraklarına geri dönen ve dede ninelerinden öğrendiği şekilde geleneksel tarımı sürdüren Atadan çiftliği. Tavukları var yumurta üretimi yapıyor, üzüm bağları, tahıl.
KAYSERİ’DE SÜLEYMAN ORHAN ÇİFTLİĞİ:
Bünyan İlçesi Karahıdır Köyü’nde etraftaki meşe ormanında keklik ve tavşanları, köyün yanı başındaki gölde ise flamingo, angut, turna ve ördekleri gözlemlemek mümkün. Gölün şifalı olduğu söylenen çamurunun meraklıları var. Bölgeye özgü sebzelerin organik üretimi yapılıyor.