Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Fırat Kalkanı operasyonu konusunda yaptığı açıklamayı Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (RİSİ) Başkan Danışmanı ve Ortadoğu uzmanı Yelena Suponina değerlendirdi. Suponina, Türkiye ile Rusya’nın operasyonla ilgili gizli anlaşma yapmadığını bu açıklamayla birlikte açık şekilde gösterildiğini vurguladı.
Rusya’dan Türkiye’ye Fırat Kalkanı açıklaması:
Suriye’yi daha da istikrarsızlaştıracak eylemlerden kaçının Rus Dışişleri’nden önceki gün yapılan açıklamada, “Türk askerleri ve destekledikleri silahlı muhalif güçlerin Suriye’deki operasyonu genişletmesinden ciddi endişe duyuyoruz. Türkiye, eylemlerini Suriye’nin meşru hükümetinin izni ve BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) onayı olmadan gerçekleştiriyor”
Sputnik’e açıklamalar yapan Yelena Suponina, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığının, Ankara ile Moskova arasındaki gizli bir anlaşmanın sonucu olmadığını kaydetti. Rus uzman, bunun Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ilkesine ve dolayısıyla da Rusya’nın bu konudaki tutumuna aykırı olacağını belirtti.
“Yapılan yeni açıklam çok keskin”
Rus uzman, Rus Dışişleri’nden gelen son açıklamanın, bir öncekine kıyasla daha keskin ve direkt olduğunu ifade etti ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
‘Türkiye’nin Cerablus operasyonu Rusya’nın konumunu zayıflatmıyor’ “Açıklama, Rusya’nın ‘Suriye’deki tüm faaliyetler için meşru hükümetin onayı alınması’ konusundaki değişmeyen pozisyonunu yansıtıyor. Şam, Türkiye’nin Suriye topraklarındaki askeri faaliyetlerini kabul etmiyor. Şam’ın Ankara’yı, ülkedeki terör örgütlerine daha önce verdiği destek nedeniyle defaatle eleştirdi.”
Rusya ve Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarını karşılaştıran Suponina, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Rusya’nın eylemleri, uluslararası hukuka uygundu. Herhangi bir ön anlaşma yapılmadan gerçekleştirilen Fırat Kalkanı operasyonu ise cephe hattındaki güç dengelerini değiştirmeyi hedefliyor.”
“Türkiye’nin asıl hedefi kürtler”
Türkiye’nin Suriye topraklarında ilerlemesinden dolayı endişe duyduğunu da ifade eden Suponina, operasyonun hedefinin terörle mücadele değil, Kürtleri zayıflatmak olduğunu savundu.